Adana’nın kavurucu sıcağında, güneş yüksekten tepeden baktığında, torosların eteğindeki bir tekstil atölyesinde başladı her şey. Esma, şehrin gürültüsünden uzak, sakin bir mahallede yaşayan, yaşantısını basit ama düzenli bir şekilde sürdüren bir kadındı. Üniversiteyi bitirdikten sonra memleketine dönüp ailesinin yanına yerleşmiş, küçük atölyede tasarımcı olarak işe başlamıştı.
Atölyenin sahibi Kerem Bey ise, eski Adana ailelerinden birinin oğlu ve Adana’nın en zenginlerinden biriydi. Kendi işini kurmuş, şehirde saygın bir yere sahipti. Anlayışlı, karizmatik ve bir o kadar da esrarengiz bir adamdı. İş konusunda oldukça titiz, çalışanlarına adil ama bir o kadar da katı davranırdı.
Esma, ilk gününden beri Kerem Bey’in dikkatini çekmişti. Onun yaratıcılığı, işine olan bağlılığı ve masmavi gözleriyle Adana’nın güneşinden daha parlak yanıyordu. Kerem Bey, Esma’nın yeteneğini fark etmiş, ona özel projeler vererek sık sık tek başına çalışmasını sağlamıştı.
Günlerden bir gün, Kerem Bey Esma’yı odasına çağırdı. Odaya girdiğinde, Kerem Bey’in masasında, zarifçe hazırlanmış bir tasarım dosyası duruyordu. Esma’ya bakan Kerem, “Bir sonraki koleksiyonumuzun baş tasarımcısı olmanı istiyorum,” dedi. Esma’nın yüreği hızla atıyordu. Bu, onun hayallerini süsleyen bir teklifti.
Kerem Bey, Esma’nın işine olan tutkusunu ve yaratıcılığını görüyordu, ama aynı zamanda onun güçlü karakterine de hayrandı. Esma da Kerem’in bu teklifi karşısında şaşkınlığını gizleyemiyordu. Birlikte çalıştıkça, Esma Kerem Bey’in yumuşak yanlarını da görmeye başladı. Adamın sert görüntüsünün ardında, derin bir duyarlılık ve kırılganlık yatıyordu.
Adana’nın sıcak yaz akşamlarında, çukurova’nın bereketli toprakları gibi, aralarındaki ilişki de yavaş yavaş filizlenmeye başladı. Kerem, Esma’yı şehrin en iyi lokantalarına götürüyor, Seyhan Nehri’nin kıyısında uzun yürüyüşler yapıyorlardı. Esma’nın basit hayatı, Kerem’in dünyasına adım atmakla bambaşka bir hal aldı.
Ama her hikayede olduğu gibi, bu masalın da kendi zorlukları vardı. Kerem’in ailesinin beklentileri, Esma’nın değerlerine ters düşüyordu. Esma bağımsızlığına düşkündü, kendi kararlarını kendisi almak istiyordu. Kerem ise bu bağımsız ruha hayran olmakla beraber, kendi hayatının kontrolünü elinde tutmaya alışıktı.
Bu hikayenin devamında, Esma ve Kerem’in ilişkisi bu zıtlıkların üstesinden gelip gelmeyeceğini, Adana’nın güneşi altında aşkın ve tutkunun sıcağını koruyup koruyamayacağını göreceğiz. Çünkü her ikisi de birbirine karşı hissettikleri tutkunun, Adana sıcağı gibi yakıcı ve kaçınılmaz olduğunun farkındaydılar. Ancak bu yolculuk, onları nereye götürecekti?
Ve böylece, Esma ve Kerem’in hikayesi, gelecek bölümlerde açığa çıkacak daha birçok sır ve meydan okuma ile devam edecek… Adım adım Adana Escort‘luğuna giden yolda 1. bölüm bitti.